Tuesday, December 22, 2015

Öğrenme ve Öğretme Kuramları Dersi (15.12.2015)

Öğrenme ve Öğretme Kuramları Dersi (15.12.2015)

Bu haftaki derste yapılan projelerin sunumları yapılmaya başlandı. Bu derste kendi projemi sunmaya çalıştım. Herkesin bildiği gibi pek de istemediğim bir şekilde proje ele alındı ve içeriklerin, sunum şeklinin ve dinleyiciye katabileceği farklı bakış açılarının değerlendirilmesinden çok, iyi niyetle düşünülmediğini öngördüğüm başka konular gündeme geldi. Bu tür, benzer olaylarla daha önceden de karşılaştığım için kendimi tecrübeli olarak görüyordum ancak böyle bir tepkiyle karşılaşacağımı özellikle Hacettepe’de hiç beklememiştim. Proje konularının içerikleri konusunda benim dikkatsizliğim bu atmosferin oluşmasına sebep olduğu için eğitim hayatımda yaşadığım en kötü günlerden bir olarak hafızamda kalacak bu durum. Bunların detaylarına girip tartışmanın devam ettirilmesi taraftarı değilim. O yüzden ilk olarak eğitim sürecinde ilgi düzeyi, istekli/gönüllü olma, başka fikirlere karşı tolerans/anlayış gösterebilme ve toplumun bu tür özellikleri kazanmaları için bireyi nasıl şekillendirdiği konusunda Erich Fromm’un yazdığı bazı analizler üzerinde durmak istiyorum. Daha sonra benim projemde de kullandığım Özgür Yazılımların ne fayda sağladığı nasıl bir gelişim süreci geçirdiği, topluma faydasının ne olduğu konularına değinmeye çalışacağım (Bu konu zamansızlık yüzünden gelecek hafta için tekrar gözden geçirilip düzenlenecektir, bu yazıda sadece ilk konu üzerine bir analiz söz konusudur).

Bana öyle geliyor ki şu ana kadar ders kapsamında gördüğümüz kuramların neredeyse tümü ideal bir eğitim süreci yaşanmasında gerekli olan genel perspektifin fotoğrafını çekmeye çalışıyor aslında. Ancak bence kaçırdığımız başka etkenler mevcut. Bu etkenlerden en önemlileri öğrenicinin eğitim alma konusunda ilgili, istekli ve gönüllü olması durumu ve farklı fikirlere karşı hoşgörü gösterebilmesi. Bana kalırsa bu etkenler öğrenicinin bilişinde mevcutsa bahsettiğimiz güncel kuramların düzgün işletilip işletilemediğinden ancak o zaman bahsetmemiz mümkün olabiliyor. Kaldı ki bu etkenlerin öğrenicide mevcut olması durumu, ister çevrimiçi ortamlarda ister yüz yüze gerçekleştirilen eğitim süreçlerinde, son günlerde sürekli olarak gündemde olan bağımsız ya da otonom öğrenme, işbirlikli öğrenme (peer learning), paylaşım yapma, bireyselleştirme, v.b. hususların optimum düzeyde gerçekleştirilebilmesinin önkoşulu olarak karşımıza çıkıyor. Bence tüm sorun bu özelliklerin bireylerin nasıl içselleştireceğine ve diğer öğrenme süreçlerine nasıl transfer etmeleri gerektiği konusunda izlenecek belirli bir yolu tayin edebilmenin çok güç bir durum olması (en azından Türkiye koşullarında böyle olduğunu düşünüyorum). Ayrıca bu özelliklerin kazanılma sürecinin tetiklendiği ortamın ilk olarak aile ve arkadaş çevresi olarak karşımıza çıkması sürecin kontrol edilemez şekilde başlama olasılığını yükselten başka ve önemli bir etken. Ailelerin ve sosyal çevrenin eğitim düzeyleri ve sosyo-kültürel gelişmişlik düzeyleri süreçlerin olumlu yönde gelişmesini çoğunlukla etkileyen alt süreçleri barındırıyor. Belli bir eğitim kademesinde, bu hususların öğrenicinin karakterinde ve onun eğitim sürecinde eksik olması kuramlar açısından hiçbir anlama gelmese bile Peter Mayo ve Paulo Freire’nin kitaplarında sık sık bahsettiği “öğrenciden öğrenme” ve “öğrenici-öğretmen” olabilme gibi dönüşümsel, esnek ve demokratik öğretim süreçlerinin yaratılabilmesini ve istenen ekolojinin oluşabilmesini sağlayacak objektif koşulların ortaya çıkabilmesini engelleyebildiğini söylemek zorundayım. İstenen eğitim sürecinin oluşabilmesi bence Erich Fromm’un Yeni Bir İnsan Yeni Bir Toplum (Yanılsama Zincirlerinin Ötesinde) adlı kitabında kavramsallaştırdığı bireysel ve toplumsal özyapı (karakter) terimleriyle açıklanabilir çünkü belirli bir toplum ve kültürel yapıda sürekli ve kesintisiz olarak bir nesilden öbür nesile aktarılan basma-kalıp normlar ve davranışlar söz konusudur. Fromm bu kavramların işlevi konusunda şöyle yazıyor:

“Toplumun yapısı ve toplumsal yapı içinde bireyin işlevi, toplumsal özyapının içeriğini belirleyecek şeyler olarak düşünülebilir. Aile bu işlevi iki şekilde yerine getirir: 1.Anne-babanın özyapısının büyüyen çocuğun özyapısının biçimlenmesine etkisi aracılığıyla. Anne-babaların çoğunun özyapısı, toplumsal özyapının temel çizgilerini bu yolla çocuğa iletir. 2.Anne-babaların özyapısına ek olarak, bir kültürde geçerli olan çocuk eğitimi yöntemleri de çocuğun özyapısının toplumca istenilen yönde biçimlendirilmesi işlevine sahiptir.” (s.90).
Fromm’un bahsettiği özyapıların gelişme ve aktarılma süreci toplumun tüm varlığını şekillendiren ve eğitim sürecinde tüm katılımcıların rollerini yeniden tanımlayabilecek hayati bir işleve sahip gibi görünüyor. Toplumun gelişmişlik düzeylerini de belirleyebilecek bir güce sahip olduğunu söylemek de pek abartılı olmaz diye düşünüyorum. Fromm bu durumu şu şekilde açıklıyor:

“İnsanların toplumların işlemesi açısından eylemde bulunmaları gerektiği gibi eylemde bulunmaya, düşünmeleri gerektiği gibi düşünmeye zorlayan toplumsal özyapı (karakter), toplumsal yapıyla düşünler arasındaki bağlardan yalnızca biridir. Öteki bağ, her toplumda hangi düşüncelerin ve duyguların bilinç düzeyine erişmesine izin verildiği, hangilerinin bilinç dışı kalması gerektiği olgusunun belirlenmesinde karşımıza çıkar. Bir toplumsal özyapı olduğu gibi bir de toplumsal bilinçdışı vardır.” (s.95)
Yıllardır gözlemlediğim kadarıyla memleketteki eğitim/öğretim süreci Fromm’un açıklamaya çalıştığı toplumsal özyapılar ve toplumsal bilinçdışılar arasında yaşanılan sürtüşme ve çelişkilerin bir ürünü olarak sürüp gidiyor. Özetle geçen haftaki derste yaşadığımız olayın kuramsal/teorik ve uygulamalı temelinin bu olduğu konusunda çok güçlü bir düşünceye sahip olduğumu söylemem gerektiğini hissediyorum. (Yukarıda bahsettiğim gibi gelecek hafta Özgür Yazılımlar konusunda bu yazının devamı şeklinde yazmaya calışacağım.)

Referanslar:
Fromm, Erich (2015) Yeni Bir İnsan Yeni Bir Toplum (Yanılsama Zincirlerinin Ötesinde) Say Yay.:İstanbul

Mayo, Peter (2012) Özgürleştiren Praksis: Paulo Freire'nin Radikal Eğitim ve Politika Mirası. Dipnot Yay.: İstanbul

Friday, December 11, 2015

Öğrenme ve Öğretme Kuramları Dersi (08.12.2015)


Öğrenme ve Öğretme Kuramları Dersi (08.12.2015)

Dersin bugünkü oturumunda eğitimde değerlendirme konusu üzerinde duruldu. Değerlendirmenin tanımı şu şekilde yapıldı: bir ölçme sonucunu bir ölçütle karşılaştırarak bir değer yargısına ulaşma süreci. Bu tanım ile birlikte hiçbir değerlendirme sürecinin tam olarak objektif olmadığı belirtildi.  Değerlendirme konusunun değişik yaklaşımlarda nasıl ele alındığına değinildi.

Yaklaşım
Değerlendirme Tanımı
Değerlendirme Süreci
Davranışçı
Bireyin davranışlarındaki gözlenebilir değişim.
Ölçme → Gözlem → Davranış → Değişim → Evet veya Hayır
Bilişsel
Bireyin bilişseş özelliklerinde gerçekleşen ve davranışlarla gözlenebilen değişmedir.
Gözlem → Özellik (davranış) → Bilişsel özelliklerin davranış türünden ifadesi
Yapılandırmacı
Bireyin bilişsel yapısında gerçekleşen ve her birey için öznel değişimler.
Gözlem → Özellik (davranış) →Öz değerlendirme
Bilişsel ve yapılandırmacı yaklaşımlardaki öğrenme/öğretme süreçleri ile ilgili belirli olgu/kavramlar sıralandı.

Bilişsel
Yapılandırmacı
dikkat çekme, hedeften haberdar etme, güdüleme, uyarıcı materyaller sunma, rehberlik edici uyarıcılar sağlama, davranışı ortaya çıkarma, dönüt/düzeltme, değerlendirme ve öğrenilenleri transfer etme
Belirli bir görev için dikkati harekete geçirme, çeşitli kaynaklarla problemi analiz etme, problemi tanımlama, olası çözümler ve geçerlilik koşullarını tanımlama, çözümlerin sınanması (diyalog ve işbirliği)

Yapılandırmacı yaklaşımla yapılan bir dersin özelliklerinden bahsedildi. Buna göre aşağıdaki gibi bir liste oluşturuldu.

1- Öğrenen etkinlik ve maniplasyona açık olmalıdır (aktif/yönlendiren),
2- Bireyin yapılandırmacı doğası dikkate alınmalıdır,
3- İşbirlikli çalışmaları ve öğrenenler arası sözel paylaşımları desteklenmelidir,
4- Bireyi kendi süreçleri üzerinde düşünmeye ve bunları ifade etmeye teşvik etmelidir (yansıtıcı),
5- Gerçeğin karmaşık doğasını hesaba katmalıdır (kompleks/bağlamsal),
6- Amaçlı ve anlamlı gerçek problemler üstünde durmalıdır.